Hulusi Akar, dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Türk askerinin Irak ve Suriye’deki görev süresini 2 yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin oylanmasının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Akar, DEAŞ terör örgütü ile mücadele için Birleşmiş Milletler’in (BM) uluslararası komisyon kurma kararı aldığını, Türkiye ile 80 ülke ve NATO ile Arap Ligi’nin de aralarında bulunduğu 5 uluslararası kuruluşun bu koalisyonda yer aldığını belirtti. Koalisyona üye ülkelerin personel, malzeme, silah, araç, hava üssü, limanlar ve hava sahaları gibi alanların kullanımında iş birliği yaptığını aktaran Akar, “Bu koalisyondan dolayı bazı ülkeler, İncirlik’te yakıt ikmali yaptı. İskenderun Limanı yine lojistik ve insani yardım noktasında değerlendirildi. Bu tür uygulamalar da Türkiye’nin izin ve kontrolü altında oluyor. 2019 yılından sonra bunlar da artık yapılmıyor. Tamamen teknik bir durum söz konusu. Daha önce kabul edilen ve ‘evet’ oyu verilen tezkerenin aynısını getirdik. Hiçbir değişiklik yok. Bu tutumunun nedeni, eğer bilgi eksikliği yoksa; bir fitne fesatlık söz konusu. HDP kendisini zaten şartlandırmış ve tezkereye karşı çıkıyor; ama CHP’de büyükelçilik yapmış biri çıkıp, yabancı askerlerin Türkiye’ye gelmesinden bahsediyor. Bu iddiaların gerçekle hiç alakası yok. Kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorlar” diye konuştu.
‘YABANCI ASKERLERİN YERLEŞMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL’
Tezkereden yabancı asker ifadesinin çıkarılmasının sorunlara yol açacağını söyleyen Akar, “Bu ifadeyi çıkardığımız zaman, başka sorunlarla karşılaşırız. Böyle bir adım attığınızda koalisyondan çıkmış olursunuz. Bu da DEAŞ’la mücadeleden ayrılmak anlamına gelir. 4 bin 500 DEAŞ üyesini etkisiz hale getirdik. DEAŞ şüphesi nedeniyle 100 bin kişinin Türkiye’ye girmesini engelledik. Bunlardan 9 bin 500 kişiyi kendi ülkeleri itiraz etmelerine rağmen gönderdik. Bunu yapan bir Türkiye hakkında bile DEAŞ ile ilgili asılsız iddialar ortaya atılırken; bir de kalkıp bu koalisyondan ayrılırsak ne olur? Bunu bir düşünsünler. Hem DEAŞ ile mücadele edeceksin hem de koalisyona üye ülkelerin askerlerine müsaade etmeyeceksin. Böyle bir şey olur mu? Yakıt ikmali veya buna benzer teknik nedenlerle gemi, uçak, helikopter gelebilir. Asla askerlerin gelip, yerleşmesi gibi bir durum söz konusu değil” dedi.
‘YABANCI ÜLKELERDE ASKERLERİMİZ VAR’
İncirlik Üssü’nün boşaltılmasına dönük bazı çevrelerden zaman zaman eleştiriler yapıldığını aktaran Akar, “Boşaltırsak ne olacak? Sonra ‘Neden Yunanistan’a, Dedeağaç’a, Girit’e gitti’ diye eleştiriyorsunuz. Ayrıca bizim ABD ile ilişkilerimiz, anlaşmalarımız var. İncirlik tamamen Türkiye Cumhuriyeti mülkünde olan bir yer. Türk devletinin bayrağı orada dalgalanıyor. Bütün faaliyetler üs komutanın emir ve bilgisi dahilinde yapılıyor. İncirlik Üssü’nün komutanı da bir Türk subayıdır. Ayrıca bizim de uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yabancı ülkelerde askerlerimiz var” diye konuştu.
Irak ve Suriye tezkeresini bağımsız, egemen Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği ve huzuru için çıkardıklarına dikkat çeken Akar, “Şimdiye kadar kimin egemenliğine saldırdık? Hangi ülkenin topraklarını işgal ettik? Böyle bir durum yok. Suriye veya başka yerdeki teröristleri vuruyoruz; ama ses buradan çıkıyor” ifadesini kullandı.
‘TAAHHÜTLERİN YERİNE GETİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ’
Filistin ve İsrail’de yaşanan gelişmelere de değinen Akar, İsrail’in evrensel değerleri çiğneyerek fosfor bombası dahil, savaş hukukuna aykırı eylemlerini şiddetle kınadıklarını söyledi. Akar, “Dünya nüfusunun yüzde 75’ine tekabül eden toplam 137 ülkenin tanıdığı Filistin için BM Güvenlik Konseyi kararının ve Oslo Mutabakatı gibi çeşitli toplantılarda verilen taahhütlerin bir an önce yerine getirilmesini bekliyoruz. Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin artık gerçekleşmesi lazım. Bölgeye barış, huzur ve istikrar ancak bu şekilde gelebilir” diye konuştu.