Tarihî bir kökene ve mitolojik bir hikâyeye sahip bu ismin geçmişi, hiç tahmin edemeyeceğiniz bir öyküye dayanıyor. Aslında yalnızca bir de değil, iki farklı sebebi olduğu düşünülüyor. Hangisine inanacağınız ise size kalmış!
Yunan kralından Fatih Sultan Mehmet’e, oradan Nasrettin Hoca’ya kadar uzanacağımız “Kadıköy”ün isminin ilginç geçmişine birlikte bakalım.
Şimdilerde İstanbul’un en modern bölgelerinden biri olan ve kuruluşu MÖ 675 olarak kabul edilen Kadıköy’ün geçmişi aslında epey eskiye dayanıyor.
MÖ 1000 yıllarında Fikirtepe’ye yerleşen Fenikeliler, Harhadon adında bir ticaret kolonisi oluşturmuşlardı. Şehir o kadar güçlenmişti ki Kadıköy’den İzmit’e kadar uzanarak bir ülkeye dönüşmüştü.
Daha sonra Moda Burnu ve Yoğurtçu civarında yeni bir yerleşme oluşturup onun adını da Halkedon (Kalkedon), yani bakır ülkesi koydular. Burası, Apollon Tapınağı ile ünlenirken Haydarpaşa Çayırı da yerlilerin at yarışı alanı olmuştu.
Efsaneye göre, MÖ 7. yüzyılda Megara kralı Byzas, yeni bir koloni kurmak için bir keşişe danışmaya gitti.
Byzas’ın gittiği keşiş, yerleşim yeri olarak bugünkü Kadıköy’ü işaret ederek “Körler ülkesinin karşısındaki yerler size vatan olacak.” dedi.
Aslında burada bir kelime oyunu verdi. Yunancada “Khalkedon” kelimesindeki “khalkos”, “gümüş” anlamına geliyordu. “Don” ise “diş” ya da “şehir” demekti. Dolayısıyla “Khalkedon”, “Bakır Diş” veya “Bakır Şehir” olarak çevriliyordu.
Byzas, bu tavsiyeyi yanlış anladı.
Keşişin dediklerini uygulama düşüncesiyle yola koyulan Byzas ve kavmi, antik dönemlerde “Khalkedon” olarak adlandırılan yere gitti.
Zamanla bu hikâye unutuldu ve “Kadıköy” olarak bildiğimiz yer, “Körler Ülkesi” adıyla anılmaya başladı. Kısacası bir dil oyunu, Khalkedon’un yanlış tercümesine sebep oldu ve bu ad yıllarca kullanılmaya devam etti.
Kadıköy’e “Körler Ülkesi” denmesinin ardında yatan başka bir sebep daha olduğu düşünülüyor.
Yunan tarihçi Heredot tarafından aktarılan bir başka efsaneye göre, keşişten öğüt alan Byzas ve kavmi, Sarayburnu’ndan karşı kıyıya bakarak “Bu kadar güzel bir yer varken orada yaşıyorlarsa bu insanlar kör olmalı.” dedi. Bölgeye yerleşen kavim ve kral, Byzantion şehrini kurdu ve karşı kıyıya da körler ülkesi anlamına gelen Kalkedon ismini verdi.
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet; Kalkedon’u, Nasrettin Hoca’nın kızının torunu olan İstanbul Kadısı Celalzade Hızır Bey’e verdi ve yerleşim yerinin adı Kadıköy olarak değiştirildi.